Papaz Charalambous Michelides’in katledilmesi ve Mustafa ve Yusuf Bayram kardeşlerin asılması Luricina tarihinde en çok tartışılan biro olay olmuştur.Olaydan 90 yıl sonra, bugün dahi sürekli olarak olay üzerine spekülasyonlar, tartışmalar yapılmaktadır.Tartışmaların odak noktası Papa Charalambous Michelides’i kimin öldürdüğünden çok iki masum insanın günah keçileri olarak nasıl hüküm giyip asıldığıdır. Böylelikle tartışma devam edip gidecektir.
Mustafa ve Yusuf, zihinsel olgunluğa erişmemiş iki saf kardeşti.Gerçek katiller tarafından İngiliz yönetiminin onların katillik suçu işleyecek kapasiteleri olmadığı kararı alacağına olan inanç yüzünden onlara bu suç yüklenmişti.Bazıları 1924 yılında gerçekleşen bu olayın tekrar tekrar gündeme getirilmesini sorgulamaktadır.Konunun köyümüz halkı üzerine olumsuz duygular oluşturacağına inanmaktadırlar.Bu saçma bir yaklaşımdır.Öncelikle 90 yıl önce gerçekleşen olaydan sorumlu hayatta kimse kalmamıştır. İkincisi, bir katillik olayı tek bir köye has birolay değildir. Bu tür olaylara bugün dahi birçok yerlerde rastlayabiliriz.Tarihi delillere ve bilgilere gözlerimizi kapatmak, geçmişimiz hakkındaki bilgileri bastırmak, gözardı etmek demek olur.Olaylar daima gerçekleştikleri tarihi zamana o zamanki koşullara göre değerlendirilmelidirler.
Belli bir zaman aşımında ne olup bittiğine dair bilgimizi geliştirme adına bu tür olaylardan öğrenip başka araştırma konularına yönelmeliyiz. Geçmişimizi hasır altı edip saklayacağımız yerde onları kabullenip dürüstlükle tartışmak olgun ve hoşgörülü bir toplumun göstergesidir.
Katillik olayının neticesinde 2 kardeş çabuçak tutuklanıp Dali ve Athienou bölge hapishanelerine götürüldüler.Şiddetli baskılar sonucu cinayet suçunu kabul ettikleri iddia edilerek duruşma hemen başladı. [1]
Savcılığın baş tanığı, papazın öldürülmesine şahit olduğunu iddia eden Osman Garaolinin tanıklığı çok yıkıcı idi ve suçlu hükmünü kaçınılmaz kılmıştı. Osman Garaoli mahkemede olay gecesi iki kardeş, Mustafa ve Yusuf’un bahçesine gittiğini (o zamanlar yaz geceleri çiftçilerin bahçelerindeki küçük bir yatak odasında uyumaları normaldi) ve Papa Charalambous Michelides’i öldürmeleri için kendinden yardım istediklerini söyler. [2] Önce bunu bir şaka sandığını sözlerine ekler.Kardeşlerin ısrarlı tehditkar tavrının onu oldukça ürküttüğünü ve bu yüzden onlarla birlikte papazın, Luricina ile ana Lefkoşa/Larnaca yolu üzerindeki bahçesinde bulunan yaz odasına gitmeye karar verdiğini anlatır.Bu tür bir planı olan iki soğukkanlı katilin son anda istemediği halde birisini kendilerine katılmaya zorlama çabaları çok garip bir şeydi.Önceden planlanmış katillik olayları ile ters düşen bir şeydi bu aynı zamanda.Çünkü planlarını tehikeye sokabilirdi.Osman Garoli’ye göre, papazın evine vardıklarında onu bahçe duvarının yanındaki yatağında uyur buldular. [3] Gece saat 9.00 – 10.00 civarlarındaydı. Osman,Mustafa’nın eline bir balta Yusuf’un ise bir sopa aldığını anlatır. Osman, Mustafa ve Yusuf’un ciddi olduğunu görerek çok korktuğunu ve olayda yer almayı reddettiğini söyledi veMustafa’nın papazın yanına giderek ona şiddetli bir darbe vurduğunu sözlerine ekledi. Osman Garaoli ayrıca savunmasız papazın Yusuf tarafından ayaklarının tutulduğunuve ona sopa ile birkaç darbe yağdırıldığını da anlattı.Bu müthiş bir katliamdı ve tek tanık Osman Garaoli katliamı çok detaylı bir şekilde anlatmıştı. [4]
Duruşmada tanıklık eden baş doctor Robert William Clerk öldürme tarzını tasdikleyici bir rapor verir. İki kardeşi daha vahim şeyler bekliyordu.Kızkardeşleri Dudu’nun (kayıtlarda Doudou olarak geçer) tanıklığı onlar için çok vahim sonuçlar doğuracaktı.Dudu’nun tanıklığı web sitesinde döküman 40, sayfa 2 de görülebilir. Dudu,annesinin 24 Eylül 1924 tarihinde kendisine Mustafa’nın kolu kanlı gömleğini verdiğini söyler. Bu tanıklık, savcılığın baş tanığı Osman Garaoli’nin tanıklığına eklenince kardeşler için çok güçlü bir itham idi ve defansın bunları yalanlayacak hiçbir olanağı kalmamıştı. [5]
Osman Garaoli’nin mahkemedeki suçlayıcı göz tanıklığı üzerine bir başka garip ve çelişkili durum, Mustafa Bairam’ın polise verdiği ifade ile ilgilidir. Polis, Mustafa’dan katilliği Osman’ın işlediğini kabul etmesini ister. Kardeşinin de aynı ifadeyi vermesi durumunda Osman’ın aleyhinde bir durum oluşacağı ona anlatılır. [6] Belli ki Osman’ın hala hazırda onları bu suçla suçlayan bir ifade verdiğinden habersiz kardeşler, polisin talebini reddederler (sayfa 111). Bu döküman Luricina Aileleri web sitesinde, papazın öldürülmesi ile ile ilgili bölüm, ikinci sayfada görülebilir.
Köyde hemem hemen herkes cinayetin iki saf kardeşten çok daha agresif kişiler tarafından işlendiğine inanıyordu.Kimse kardeşelerin bu tür iğrenç bir cinayeti işleme kapasitei olduğuna ihtimal vermiyordu.Kan lekelerinin gömleklerine konmasıyla, mahkum edilip asılmayacaklarına inandırılıp cinayeti üstlendiklerini söyleyenler de bulunmaktadır.Bugünün perspektifinde tüm bunlar sadece söylentidir.Ancak ölüm yatağındaki esas suçlulardan birisi cinayetin nasıl planlandığını ve işlendiğini detaylı olarak anlatıp suçunu itiraf etmek suretiyle gerçeğin meydana çıkmasına katkıda bulunabilir.Bunun dışında sadece spekülasyon yapılabilir.
Bugünkü normlarda cinayetin işlendiği gün olan 24 Eylül 1924 ile iki kardeşin asıldığı gün 20 Kasım 1924 arasındaki süreç inanılmaz kısa bir süreçtir. Bu kısa sürede adil bir duruşmanın hazırlanıp sonuçlanması mümkün mü?Mustafa Bairam’ın ifadesinden açıkça anlaşılıyor ki genç, saf insanlar üzerine suçu kabullenmeleri için ağır baskılar konmuştu (page 111, 7 Kasım 1924).
Birçokları suçsuz bir insanın işlenen bir suçu kabullenmesinin mümkün olmadığını iddia etmektedir. Fakat gerçek bu kadar basit mi? Yusuf polis tarafından ya suçu kabullenmeleri ya da Osman Garaoli’yi suçlamaları için kendilerine baskı yapıldığını iddia etmişti.Kendilerine suçu itiraf etmezlerse asılacakları söylenmişti. Duruşmada verdiği ifadede asılmaktan korktuğu için suçu kabul ettiğini söylemiş, ancak suçu işlediği iddiasını reddetmişti. [7] Her ne kadar mahkeme memurunun el yazısı her kelimeyi anlayacak kadar okunaklı değilse de, sanıkların açısından bakıldığında zihinsel olgunluk ve yeterince zeka düzeyine sahip olmamaları, ne ile karşılaştıklarını anlamalarına engel olmuştur. Otoritelerin ne kadar yanlış kararlar alabileceğinin birçok örneği bulunmaktadır. Bir örnek Berly Evans ve bebeği Geraldine Evans’ın 1949 yılında 10 Rillington Place adresinde John Reginald Christie tarafından öldürülmesidir. Duruşma çok büyük bir adli hata ile, koca ve baba Timothy Evans’ın asılması ile sonuçlanmıştı.Timothy Evans önce bebeğin cinayetini üstlenmiş, ancak sonradan şok içerisinde olduğundan ve ne söylediğini bilmediğinden bu ifadeyi verdiğini söyleyerek reddetmişti [8]. Tabii Timothy Evans’ın suşsuz olduğu ancak o asıldıktan sonra öğrenilmişti. Reginald Christie gerçek katil olarak yakalandıktan sonra ve delillerle suçu isbat edilince (Christie’nin diğer cinayetleri de ortaya çıkmıştı), İçişleri Bakanlığı ve Polis Timothy Evans’ın ölümünden sonra onu suçsuz ilan etmişti. [9] Timothy de çok saf bir kişi olup gittiği barlarda devamlı gerçek olmayan hikayeler uyduran birisiydi. Yalan söylemeye yatkın olan birisi olması aleyhine çalıştı ve ölüm fermanının imzalanmasına neden oldu.
Bütün köylüler iki kardeşin suçsuz olduğundan emindi.Zaman aşımına rağmen konu üzerine henüz cevabı bulunmamış birçok sorular bulunmaktadır.İngiliz yetkililer mahkeme sürecini hızlandırıp iki masum insanı asmakla adaletin yerine getirildiği süsünü mü vermek istemişlerdi?Mahkeme süreci neden o denli süratli idi?Yetkililer davayı neden daha derin incelemediler? Yusuf ve Mustafa’nın asılması onlar için davayı detaylı olarak incelemelerinden daha kolay bir seçenekti belki de. Açıkça anlaşılıyor ki papazın mümkün olduğu kadar çok Türk köylüsünü Ortodoks inancına çevirrme çabasıhayatına malolmuştu. İngiliz yetkililer ise köydeki gerginliği gidermek için davayı hızlandırma çabası içinde idiler.Sebeb ne olursa olsun şüphesiz bu tartışma devam edip gidecektir.
Kardeşlerin suçlu veya suçsuz olduğu konusunu bilme veya konu üzerine spekülasyon yapma durumunda değilim.Mahkeme ve adli deliller kardeşler için ezici nitelik taşıyordu.Benim tek yapabileceğim tarihi kanıt ve ilgi arzeden orjinal dökümanları sizlere sunmaktır.1920 yılında Kıbrıs’taki durum bugünkü koşullardan çok farklı idi.Rüşvet, kayırmacılık, cahil halkın hakim sınıflar tarafından manipülasyonu çok yaygındı. O yüzden elimizde olmayan kesin kanıtlar üzerine değil, sadece tarihsel şartlar üzerine spekülasyon yapılabilir. Birçok Luricina halkı Papa Charalambous Michelides’in Müslüman toplumu Hristiyanlaştırma çabalarının durdurulması gerektiğine, aksi takdirde bunun ayırımcılık yaratılarak Türk ailelerinin bütünlüğünü yıkacağına inanmaktaydılar.25 Mart 1921 yılında Luricina’da Enosis üzerine yapılan plebisit (halk oylaması) (“Biblion du phsithisman 25 March 1921”) Papa Charalambous Michelides’i köyün Türk nüfusunu Ortodoks kilisesine katma çabalarını hızlandırmaya teşvik etmişti.Bu onun sonunun gelmesinin belki de ana nedenidir.1924 yılında yaygın olan zihniyet buğün farklı olabilir.Ancak hiçbir şart altında vahşice bir cinayet haklı görülemez.Kendimize karşı olan inancımız, güvenimiz varsa ve kökenimiz üzerine gurur duyuyorsak bir papaz tarafından bize uygulanan baskı, beyin yıkama kültürel ve etnik kökenimizin değişmesine yetmezdi. Cinayeti işleyen kişiler (kim olduklarına ve cinayeti neden işlediklerine aldırmadan) tarihsel ve kültürel geçmişimizi dünyanın dört köşesine taşımış köylülerimizi temsil edemez, etmemeli.
Yusuf ve Mustafa’nın asılmasından bu yana 90 yıl geçmesine ragmen konu üzerindeki tartışma şüphesiz geleceğe taşınacaktır. 24 Eylül tarihinde gerçekleşen olaylar hakkındaki gerçeği belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.Korkarım kesin olan tek şey Papa Charalambous Michelides, Yusuf ve Mustafa Bairam’ın ruhlarının sonsuza dek Luricina halkının yakasını bırakmayacağıdır.
[1] 1.S.M.3 page 110 parts 1 and 2. 07.11.1924
[2] Page 2-3 of the court records
[3] Page 3 of the court records
[4] Doc 0 8-09; pages 2-5
[5] Doc 041-042; pages 62-64 of the court records
[6] Page 110 parts 1 and 2 of the court records
[7] Page 110parts 1 and 2 of the court records
[8] Wikipedia. Timothy Evans confessed that he killed his wife and threw her down the sewer on 30 November 1949. It turned out that he was in complete shock and did not know what he was saying. John Cristie subsequently admitted to the killing, and was also hanged.
[9] An official inquiry concluded in 1966 that Christie had also murdered Evans’s daughter, and Evans was granted a posthumous pardon
Eshi enan astron diz borniz, gondaston bos-beridin,
ksipna aerthimmu Batta, je ksimeroni dridi.
Luricina papazını öldürdükleri sebeple Mustafa ve Yusuf Bayram isimli kardeşlerin idamının 9 aralıkta gerçekleştirileceği kararının verildiğine dair.
Hakikat gazetesi 24 kasım 1924 tarihli.
the report states that the sentence will be carried out on 9 December. It actually took place on November. A document from the High Commissioner dated between 20-24 November (the print is a bit jaded so hard to read) was sent to the British Government confirming the hanging.
See below for the official sentence and the letter confirming the sentence being carried out.
The Enosis Plebiscite in Lurucina on 25 March 1921[1] created a lot of tension in the village. Papa Charalambous Michelides signature as head of the Lurucina Church can be seen on the left below the name of the village. The advances made by the Greek army in Turkey between 1919-1921 created an atmosphere of confidence that a Christianisation policy by the priest would be successful. Sadly this finally led to his murder and subsequently the hanging of the two brothers Moustafa Bairam Pattas and Yousouf Bairam Pou
[1] Biblion du phsithisman 1921 by the Cyprus information office.
Kindly shared by Andreas Menelaos
The hanging as shown in the above document was confirmed on the 20th November 1924
From. Akıncılar (Lurucina) Türkleri’nin Yüzyıllık Varoluş Mücadelesi. Sayfa 44. by Hasan Yücelen
The death sentence was given on 17 November 1924.
Akincilar (Lurucina) Türkleri’nin Yüzyllk Varolu Mücadelesi. Sayfa 44.
by Hasan Yücelen
The documents of the court case were collected from the National archives by Mustafa Izzet a relative of Mustafa and Yusuf Bairam. Mustafa bey asked me to decipher the writing, in return he has given his kind permission to share these valuable historic archives on this website for the benefit of our village folk, and anyone interested in the history of our village.
Note;
This page lists the witness for the prosecution. Please note that the sister of the 2 accused brothers, Doudou (Dudu) Bairam is on the list Numbered 3. It seems she was called as a witness for the prosecution. Her testimony is on pages numbered 147-148.
1. Moustafa Bairam Pattas
2. Yousouf Bairam Pourounti of Lourijina
Sentenced to death by the Nicosia
Assizes on the 7th Nov 1924
The following documents are originals handwritten from the court case. The handwriting was extremely difficult and painstaking to decipher. Apologies in advance for any errors made by me during the translation. I hope my own handwriting (in red) can be read.
Page 2 Page 3
Page 4 Page 5
Page 6 Page 7
Page 8 Page 9
This page is part of the Forensic evidence given by Robert William Clark
Page 10 Page 11
This page continues with the Forensic evidence given by Robert William Clark
Page 12 Page 13
A graphic description of the wounds with the Forensic evidence by Robert William Clark.
Page 14 Page 15
Page 16 Page 17
The witness Osman Hasan Garaoli who gave evidence that Mustafa and Yusuf persuaded him to go along with them to kill the priest. He claims he was frightened but did not really believe they would do it. His statement is that he was a witness but took no part in the killing
his testimony continues on the next page
Page 18 Page 19
Page 20
Page 21
Page 22 Page 23
Page 24 Page 25
Page 26 Page 27
Page 28 Page 29
Page 30 Page 31
Page 32 Page 33
Page 34 Page 35
Page 36 Page 37
Page 38 Page 39
Page 40
Page 41
Page 42 Page 43
Page 44 Page 45
Page 46 Page 47
Page 48 Page 49
Page 50 Page 51
Page 52 Page 53
Page 54 Page 55
Page 56 Page 57
Page 58 Page 59
Page 60
Page 61
Pages 62-63 below (147 and 148) of the court records deal with the statement of Mustafa’s and Yusuf’s sister Dudu Bairam. Sadly many of the words are hard to read but it seems that her forced testimony was incriminating and damaging to her brothers. The decision to force Dudu Bairam to act as a witness for the prosecution may have been a deciding factor in the jury returning a verdict of guilty on her brothers. The result was that she was, for all intents and purposes condemned to a life of immense shame and guilt to which she had to carry the burden to her grave.
page 110 records the circumstances surrounding the arrest and questioning of Mustafa Bairam. The police attempts to force Mustafa to admit to his brothers guilt in order to save his own life is very obvious. Massive pressure was brought to bear on Mustafa. Lets not forget that for a simple illiterate person with mental immaturity, the offer of a confession in return for his life gave him little option but to admit to a crime he may or may not have committed. In affect he was manipulated to tie the noose around his own neck.
In spite of the massive difficulty of deciphering the hand writing I’m pretty confident that enough has been deciphered to understand the meaning of Dudu’s testimony.
Page 62 Page 63
This and the next Doc’s; is the evidence of the 2 accused brothers own sister. It turned out to be devastating for her brothers and no doubt her testimony must have haunted her for the rest of her life.
Page 64 Page 65
Page 66 Page 67
Page 68 Page 69
Page 70 Page 71
Page 72 Page 73
Page 74 Page 75
Page 76 Page 77
Page 78 Page 79
Page 80
Page 81
Page 82 Page 83
Page 84 Page 85
Page 86 Page 87
Page 88 Page 89
Page 90 Page 91
Page 92 Page 93
Page 94 Page 95
Page 96 Page 97
Page 98 Page 99
Page 100
Page 101
Page 102 Page 103
Page 104 Page 105
Page 106 Page 107
Page 108 Page 109
Page 110
The mprtnat document above has been typed for easier reading.
Nicosia Assize, Louroujina murder case sxh I.S.M.3 7.11.24
Mustafa Bairam Pattas duly cautioned in law 1 of 1886 of order in Council 1882 States- I want to say that the statement I made against Osman we were threatened by the Zaptiehs that I we don’t give evidence against Osman we should be hanged that we should suffer they said”tell against Osman- you are …? speak against Osman” “the two of you will make Osman to fall down because you are the two. And you say against him because he has said against you they have released him. You say against him we shall catch him and release you “they had captured us for 22 days-they used to come day & night and they used to ask us me speak against Osman “we shall release you then shall catch him who is the cause”
We got paid and at once we paid 20 but it is not true. At the moment when the head Commandant took us to the spot …? ….? those places he told us we were the people who commited the crime
Page 110 part 2
Page 111
Page 112 Page 113